3 Ocak 2009 Cumartesi

durağan bir gece yarısı
sözcükler dökülürken dilsiz ağızlardan
uyanık bir ten göz kolluyor perdelerin ardından
ışığı yansıyor ayın
ve bitmiş tükenmiş şarkıları
gece tenhalarının
kırmızı dokunuşuları gibi şarabın
yıllanmış ve beklemiş dudakları
hissediyor yavaşça dünden kalanları.
toprak göğü kucaklarcasına
açılırken kollarıyla
tadını kaybediyor

perdeleri aralıyor ten dünyaya
gözleri kısık
ve sözleri senin gibi
ne bi' yanım ne de his, sıcak

bırakıp gitmek demiştin
ya;
bırakıp gitmekti en çok seni hatırlatacak..

Hiç yorum yok: