29 Kasım 2008 Cumartesi

kötü ve iyi kolestrol düzeysizlikleri tadında yaşıyorum
ne bir ilişki ne de dişeti ağrısı var hayatımda.

26 Kasım 2008 Çarşamba

tab

çoklu konuşmalara girmiorum ne zamandır bunu farkettim şimdi sitede bi sikrinşata bakınca. zaten girsemde konuşmuyodum. sıkılıp kaçıyodum iyi oldu.

dünya

dünyanın en sıkıcı
insanından sevgilerle
günaydın dünya.
ve sanada merhaba.
bunu zarf içinde yollıcaktım
sonra düşündüm boşuna gitcek kağıt
bende yazıya dökmeye karar verdim
zarftan daha hayırlı netice itibariyle
zaten açtığında uçup gidicekti sözcüklerim
okuyabilesin diye dünya
oku diyemem ama sana
.

25 Kasım 2008 Salı

adamı edım diye okurum ada'm diye değil.

popüler kültür ne menem bişeydir. seneler önce unutulanı nostalji yaptık bak diye bi güzel yedirir. satın alınır sattırılır. sorun metanın ne olduğundan çok aslında kim olduğunda.

24 Kasım 2008 Pazartesi

gün bugün

sabahın köründe diil ama gözlerimin köründe kalktım işe gittim filan. acaip bi hava öncelikle tekim sanıodum sonra yanılmışım. arada film filan baktık. neyse sonra çıktım ben kadıköye gittim. trenle gittim özellikle zaman geçsin diye. oturmayı filan sevmiyorum ben toplu taşıma araçlarında özellikle. dayadım sırtımı kapının köşesine. tam karşı koltukta bir kız oturuyodu. bende gözlerini camdan izledim ne tarafa bakıcak acaba diye sonra çok yaratıcı bir zekilikle camdan yansıyan gözleri bana döndüğünde bende baktım böle. sonra tren durdu. indik. o vapura gitti ben rıhtımdan modaya. havada souktu esasen. kilisenin hani şu akmarın arkasokağından ilerledim sonra gümüşçülerin sokağından yukarı doğru çıktım çıkmadan önce tanıdık bi yüz gördüm gibi geldi hatta karşılıkta verdi ama ne o ne ben çıkardık yada öylesine bi tesadüftü. neyse efendim yavaş yavaş moda yürüyüşüne çıktım sahile inen yokuşa gelince sıtarbaksın yanından döndüm inmiyim sahile dedim hava kararmış filan bi başıma askjad bide souktur. bende gittim sahile uzun uzun bakan banklara oturdum kulağımda kulaklık filan tam arkadaki kedilere pisipisi diycekkene aşağıya inen merdivenlerden bi hav sesi geldi baktım bi köpek gelio tamm dedim hayvanın yasal alanına girdik huylanmasın ben gidiyim kalktım ayağa kadıköy yoluna sapıodum ki bu baktım yanıma geldi bende elimi uzatım gel mel başını okşıyım dedim hayvan aniden uzaklaştı uu ladı filan dedim nolurouz. sonra bu ayrıldı kendinden kaçan bi kedinin peşine takıldı. bende döndüm tekrar aynı mevziden moda mesleğin ordan giderken birden yandan baktım bi adam el mel sallıo. kafamı çevirdim özgürmüş ne arıosun burda dedi
bende sen ne arıyosun diyerek kafasını karıştırmaya çalıştım. ama sanırım karışmadı. ne işin var dedi bende geldim geziorum filan dedim ne kadar burdasın dedi 1 saat sonra ararım seni dedi. korkunç bişi keşfettim bendeki özgürün numarası silinmiş türkselim iptal olduğu ara. neyse bende sütunlu yoldan(oraya öle diorum) aşağı doğru yürümeye başladım. karnım acıkmayada başlamıştı. baya bi yürüdüm gittim bi piskopat attım sonra çıktım. eve neyle dönsem diye düşünürken yolda gördüğüm cesur yeni dünya 9.90 yazan yer geldi aklıma. ama ölesine bakmıştım hangi sokaktı lan ? diye baya bi dolandım. sonra gittim aldım kitabı. poşet veriyim mi dedi adam ver dedim. poşetin üstündede İnsan Okur yazıo. lan dedim şindi herhangi biri dönüp diyebilir biz insan diilmiyiz lan diye. sonra düşündüm bende çok okumuorum bende diilmişim abi derim yırtarız dedim. bide yolda öyle elimde slogan saçan bişeyle yürümek kasıo beni mesela tişörtte let's fuck yazsa olmaz yani ama let's think yazsa hiç olmaz. ikiside ben bişeyim deme çabasında halbüki ben kafe yada öle bi yere gidiyim hemen köşeye çekilirim ortada filan oturmam öyle. oturanlara saygım sonsuz. 50 ler diye bişey salladık oraya şimdi savunmak lazım. 50 lerde öyleydi pirim.
neyse efendim sonra bindim otobüse yarı uyur yarı uyanık geldim eve. şimdi oturorum hatta yazcak bişey kalmadı. buda böle bi yazı oldu.
okuyup okutunuz.
bide dün acaip güzeldi. bunuda belirtiyim dedim.
stop.

22 Kasım 2008 Cumartesi

world behind these walls


valla uzun zamandır şöyle dinledikçe dinleyesim gelen bir parça bulamamıştım müzikal diyarlarda. - bu arada ersin karabulutun yazısını okuyunca böle büyük anlamlı sözcükleri dizmeceler yazmakta anlamsız geldi - neyse efendim geçen günlerde baya bi habersiz dolanırken bir dreamtone napmış neetmiş bakıyım dedim. uzun süredir progresif bişey dinlediğimde yok. ordan gözüme çarptı neverland. 2-3 gündür başka bişey dinlemiyorum ki aradığım potansiyel şarkıyıda bulmuş sayılırım: world behind these walls. fütursuzca dinleyin dinletin efendim. duyduğumdan beri en az otuz kez başa sarmışımdır(kaset mi bu başa sarıosun dimi). yalnız şuda var bi şeyi beğendiysem izlemekten sıkılmayan bi insanım ya da dinlemekten. hani yeter artık kısmı varya o hiç gelmiyor. bide bağlandıysam tamamdır. neverlandle aramızda böyle bir bağ var şimdilik. hani yorumlamaya geçipte albümün örgüsünü(kazak mı bu örüyosun) açığa çıkarıcakmışım gibi oldu dimi? ama yapmıycam öle bişey saygım sonsuz gençliğimin albüm kritiği yazarlarına.

20 Kasım 2008 Perşembe

afiyetteyiz

"kuşku kumpir gibidir
sade halini tuzlarsın öylesine yenir. sonra birileri çıkıp ilaveler yaparlar içersine tanesi 5 kuruşa. tadını beğendikçe daha bi iştah açar insanda."

korkarım yemek üstüne bi blog yazsam daha çok eğlencem. hayır kendi şifrelerimden vs. vs. biliyorum bu ne lan. - bilimum yemek ismi deneyebilirsiniz-
o diilde dün acaip yemek yedik mesela diye başlasam böyle. emine beder taklidi yapsam. aslında köfteyi şöle şöle yapmak lazım filan diye. hayır iş oraya doğru gidiyo. bide üşengeçliğim olmasa kalkıp yemekte yapcam ama. zaten koltuktan kaldırdığım yok kaba etimi. zaten geçen baktım 1 2 kilo atmış eyvah diyip rejime başladım .. mı başlamadım tabi ne işim olur rejimle. şimdi buraya bi ...(editörün notu) yada o ne demekse artık öle bişey yazıyım kızlar göbekli erkeklerden hoşlanır evet. uzun süredirde benden hoşlanan çıkmadığına göre hoşlanma fasilitesi önündeki tek engel benim göbeğimin sadece 4 parmak önde gitmesinden öne gelmekte. çözüm bira da mı yağda mı bunu görücez. lakin biraya karşı olan kronik duyarlılığım bunun önüne geçmekte..

neyse hepinize afiyet olsun

(editörün notu 2: yazar iş bu yazılımdan sonra haliyle girdiği ölçümlerde kolestrol sorunlu çıkmıştır)(metafizikçi arkadaşlara duyrulur irdeleyip bu alanda iktisaslarına güzel örneklemeler ekleyebilir; bilimum sohbet ortamlarında "öle ama aslında gerçekten inanırsan' la başlayan cümleleri inanarak sarfedeblirler)(ha bende ediorum arada ama olsun)

10 Kasım 2008 Pazartesi

kur

biz zamanında 100 kuruşluk gazetelerde acaip şeyler keşfederdik. gizemide vardı.
sonra internet çıktı. mert bozuldu. gizemle kaçtı yok oldu.