29 Nisan 2009 Çarşamba

aynadan yansımama bakıyorum
yaşlanmış bitkin
kirli zamanın yansıması
saçlarımda, boğazımda
nedensizce verdiklerim
geri alamadıklarımda
ve artık
iskambil kağıtlarından
piramidim;
piramidim oluyor adıma..
sonsuza dek yaşayacağım mezarımda
yanıma kalan tek bir 'kelime' bile yok

26 Nisan 2009 Pazar

hz

hüzün;
5 yapraklı bir goncadır
o yüzden bulunamaz
insanların arasında
o yüzden bireyseldir her bir yaprağında

12 Nisan 2009 Pazar

itzmeaningless2combinethis2item

bir adventure özlemi söz konusuymuş aslında. son zamanlarda farkettim. ufakken en sevdiğim oyun tarzıydı. gerçi bilimum yerlerde text adventure' a olayın şahı dense de biz anca point sistemine yetiştik. sonrada adventure öldü zaten. ama o zaman içinde alıpta çözemeyip bir kenara fırlattığım oyunları teker teker indirip bitirmeye yemin ettim. esasen boş zamanım bol olduğu için olabildiğince çoğunu bitirmeye çalışıyorum. hem çocukluğumda yarım kalmış işler gibi duruyolar bir köşede faydalı oluyor bu açıdan bakarsak. bir de o zaman ki üç beş ingilizce birikimim hep bu tarz oyunlardan kalmış aslında. malum çoğunlukla neden bahsettiklerini anlamıyordum ama hani okumayı bilmeden karikatürlerin ya da çizgi romanların resimlerine bakıp olayı takip etmek gibi. şimdi daha bir hakimim olaya. ama tamam itiraf etcem yardımsız da bitiremiyorum. sınavlar açıklanana kadar biraz rahat olayım bare sonrası yine çalışmayla geçecek anlaşıldı. zaten tanıdıkların yüzde sekseni msn'de orda burda görünce askerdeyim olm tepkisi veriyor. walkthrough koysalarmış ya hayatada ne güzel olacakmış.
macera tüneli vardı bide dimi. bunların el altında kitap olanı gibi. olsa da okusam. kesmese bi daha okusam.

10 Nisan 2009 Cuma

bütün

kış çabuk geçti
çetinmiydi bilmem
ben yaza hep böyle olsa keşke demiştim
dediklerimi yedim
hep 'öyle' olmak
işte olamayan mesele bu

8 Nisan 2009 Çarşamba

ta(ş)(n)ma telaşı

apartmanın üst katı boşaldı. evet kimse kalmadı haliyle ne üstümüzde ne altımızda ne yanımızda. yazlarıda aynısı olurdu her sene sevine sıkıla gittiğimiz yazlıkta her sene birileri gitti yakınlardan. biz sabit kaldık. sevmiyorum bu sabitliği. ama sanırım sonunda banada işledi içten içe. şindi odadan çıksam yan odaya ordan salona belki; belki mutfak, banyo. gidebilecek çok yer yok. ufaklıktan beri taşınan insanlara ilgi duymuşumdur ben. nasıl bi heycandır o tepesi bodoslama dolu kamyon(et)i boşaltma seansı eve yerleşme bu oda benim şu oda senin tartışmaları. gerçi ben tekilim bu pek olabilecek bieşy değil ama. odayı yerleştirme hayalleri ıvır zıvır. halamlar taşınırken yardıma gitmiştim de ufakken kuzeni izlerken, ordan kalmış belki de içimde. şimdi odamın düzenini bile değiştiresim yok kaldı ki taşınayım. ama gidiyor herkes. yan daire boş üstü boş altı boş sayılır. gidiyor herkes. ama anlıyorum o yeni heycanı tatmak. bi yerden bi yere ya da birinden başka birine 'taşınmak' iyi gelir heralde insana.